ROTANIN LİNKİ

https://www.komoot.com/tour/1427145181

ROTA BİLGİSİ

Silifke Kalesi-Sökün-Kurtuluş-Ulugöz-Silifke

Toplam Mesafe (km)

44,0

Toplam Yükselme (m)

200

Maksimum Yükseklik (m)

180

Minimum Yükseklik

0

 

Ne Zaman Sürmeli? Rotayı, sıcak yaz günleri hariç yılın her döneminde öneriyoruz.

Parkur Durumu: Silifke Merkez İle Sökün köyü arası anayoldan ilerlense de yol genel itibariyle güvenl,i ve araç trafiği düşük.

Uygunluk: Dağ ve gravel bisikletlerine uygun

Neler Göreceksiniz? Silifke Kalesi, Göksu Nehri, Göksu Deltası, Paradeniz Gölü, Akgöl, Kuş Gözlem Kulesi, Aya Tekla Ören Yeri,

Rotanın Yakınında Neler Var? Silifke Müzesi, Uzuncaburç, Narlıkuyu, Kızkalesi, Cennet Cehennem, Aşağı Dünya Obruğu

Ne Alınır? Silifke yoğurdu, koyun yoğurdu, reçel çeşitleri, çilek

Yeme& İçme:  İlçe merkezinde çok çeşitli seçenekler bulunmaktadır. Tantuni, deniz ürünleri ve mavi yengeci öneririz. Narlıkuyu’da sunulan yörük kahvaltısı da farklı bir seçenek olacaktır.

Kamp İmkanı: Kapızlı kamp alanı, Boğsak kamp alanı, Uzuncaburç kamp alanı

Konaklama imkanı: İlçe merkezinde kamu ve özel sektöre ait çok sayıda seçenek mevcut.

Ulaşım: Silifke’ye Mersin şehir merkezinden toplu taşımayla ulaşım mümkün, otobüsün ilk durağından binilmesi halinde bisiklet de yüklenebiliyor.

 

TURUN HİKAYESİ

Mersin’in en eski ve en bilinen ilçelerinden olan Silifke’nin güneyinde pedal çevireceğiz bugün.   Ülkemizin en güneyinde olması sayesinde burada kivi, avokado, kinoa ve guava meyveleri gibi tropik tarım ürünlerinin üretilmekte. Bugün  bu  en güneydeki ilçenin daha da güneyini, Göksu Irmağı’nın denize döküldüğü yerleri dolaşacağız. Sürprizler bizi bekliyor.

Rotamızın en yüksek noktasından Silifke Kalesi’nden başlıyoruz turumuza. Gezeceğimiz yerleri 185 metre yükseklikten kuşbakışı görmek bir avantaj olsa gerek.   Önümüzde denize kadar uçsuz bucaksız bir düzlük uzanıyor.  Silifke Kalesi’nin Büyük İskender’in generallerinde, ilçeye de ismini veren Selefkos tarafından M.Ö. 312 tarihinde yaptırıldığı tahmin edilmekte.

Kaleden inerek kısa bir süre ilçe merkezinde sürmeye devam ediyoruz. Kabasakallı Mahallesi civarında Mersin- Antalya karayoluna bağlanıyoruz ancak yol yeterince geniş ve güvenli. Atayurt Mahalllesi civarında, güneye yöneliyoruz. Bölgeye özgü güzellikler asıl burada kendini göstermeye başlıyor. Narenciye zeytin ve meyve bahçelerinin arasında ilerleyerek Göksu Nehri’ni bir köprüyle geçiyoruz.  Deltaya nehri geçerek başlamak oldukça anlamlı bizim için çünkü bu delta Göksu’nun eseri.

Akarsuların, denize dökülürken hızlarının azalmasıyla çatallanarak, üçgen şeklinde bir alandan denize ulaştığı coğrafi yapılara delta deniliyır. Göksu Deltasını özel kılan kuşların göç rotasında olması ve önemli bir yumurtlama alanı olması.  Ayrıca florası ve faunasıyla çok sayıda bitki ve hayvan çeşidinin gözlemlenebileceği bir nokta. Göksu Deltası Türkiye’de bulunan 14 Ramsar alanının ilklerinden olup 1994’ten beri bu statüde. Özellikle nesli tükenme tehlikesi bulunan Saz Horozu için Göksu Deltası’nın simgesi demek yerinde bir ifade olur. Yine burayı göç için kullanan flamingolar da önemli yer tutmakta.  Göksu Deltası kuşların yanı sıra Akdeniz’in sevimli Caretta Caretta deniz kaplumbağası ve yeşil deniz kaplumbağasının Akdeniz’de ürediği önemli alanlardan birisi.

Delta içerisindeki bir başka yerleşim yeri olan Kurtuluş Mahallesi’nden geçerek yolumuza devam ediyoruz. Denize iyi yaklaştığımız belli oluyor ve karşımıza Paradeniz Gölü Çıkıyor. Göl, bir kum tabakasıyla denizden ayrılmış. Manzara, güzel olmanın ötesinde çok farklı ve özgün. Daha önce sadece filmlerde gördüğümüz bir coğrafyadayız adeta. Paradeniz Gölü içerisinde iki yanı su olan bir yoldan denize doğru ilerliyor ve geri dönüyoruz. Göle paralel olarak ilerlemeye devam ediyoruz.  Böyle bir yerde elbette kuş gözlem kulesi de olmalı derken uzaktan görüyoruz kuleyi. Kuleye çıkınca deniz, göller, bitki örtüsü, kuşlar, balıkçı tekneleri gibi birçok öğeyi yüksekten görüyoruz.   Kuleden sonra görseller daha da güzelleşiyor. Sağımıza deltanın en büyük gölü olan Akgöl, solumuzda Akdeniz manzarasında bisiklet sürmek çok özel bir his.  Akgöl’ün arkasında Taşucu ve Silifke manzarası ayrı bir derinlik katıyor görüntüye.

Deltanın sonuna yaklaştığımızı karşımızda görünen yüksek binalardan anlıyoruz. Yerleşim alanlarına girmeden Buruncu Mahallesi’ni geçiyor ve kısa bir süre anayolda ilerliyoruz. Silifke’nin bize sundukları bitmiyor. Kuzeye yöneliyor ve Aya Tekla Manastırı’na ulaşıyoruz.

Azize Tekla’nın Hristiyanlık için önemi Libya; Mısır, Roma ve İstanbul’daki çeşitli dini yapılarda tasvirinin yer almasından da anlaşılmakta. Azize Tekla’nın hikayesi de çok ilginç:  Konyalı zengin bir ailenin kızı olan Tekla, Hristiyanlığı yaymak için Silifke’ye gider ve bir mağaraya yerleşir. Burada mucizelerini gerçekleştirir, insanlara şifa dağıtır ve yöre halkının çoğunun Hristiyan olmasını sağlar. Bölgedeki Yahudiler ve işleri bozulan hekimler kendisini öldürtmek için 4 genç tutar. Tekla yine bir mucize sonucu mağaradan kaybolur. Zamanla mağara önem kazanır ve Hristiyanlar tarafından gizli kilise olarak kullanılır. Hristiyanlığın Roma İmparatorluğu topraklarında serbest bırakılmasıyla mağaranın üzerine bir bazilika inşa edilir. Aya Tekla kilisesi, uzun yıllar boyunca Hıristiyan dünyası için önemli bir hac yeri olur. Maalesef günümüzde bu kilisenin yalnızca apsisi kalmıştır. Aya Tekla’dan tekrar hareket ederek Silifke Kalesi’nde turumuzu tamamlıyoruz.

  • Eşsiz GaleriEşsiz Galeri
  • Etkinlik & AktivitelerBisiklet Rotaları