ROTA LİNKİ
https://www.komoot.com/tour/1427112575
Dağ Bisikletleri İçin Alternatif Rota
https://www.komoot.com/tour/1441285393
Bu rotada Sunturas Şelalesinden sonra dere boyunca toprak yolda gidilmekte ve Kızılasma Köprüsü civarında yol bisikleti rotasıyla tekrar birleşilmektedir.
ROTA BİLGİSİ
Arslanköy-Kavaklıpınar-Yağlarca-Yüksekoluk-Kayrakkeşli-Çamlıdere -Mersin
Toplam Mesafe (km) |
62,2 |
Toplam Yükselme (m) |
820 |
Toplam İniş (m) |
2.280 |
Maksimum Yükseklik (m) |
1.470 |
Minimum Yükseklik |
10 |
Ne zaman sürmeli? Tur, çok soğuk kış günleri ve çok sıcak yaz günleri hariç yılın her döneminde gerçekleştirilebilir. Sıcak günlerde tura öğle saatlerinde başlanarak şehir merkezine ulaşmayı akşam serinliğine denk getirmek değerlendirilebilir.
Parkur Durumu: Genel itibariyle araç trafiğinin düşük olduğu güvenli bir rota. Rotanın Mersin şehir merkezindeki bir kısmında bisiklet yolundan ilerlenmekte.
Uygunluk: Bu tur, tüm bisiklet türleri için uygun. Dağ ve gravel bisikletleri için, Sunturas Şelalesi sonrası akarsu boyunca gidilebilecek, bol manzaralı ekstra bir rotayı da internette payşlaşıyoruz.
Neler Göreceksiniz? Dağ ve Vadi Manzaraları, Sunturas Şelalesi, Kızılgeçit Köprüsü, Mersin Şehir Manzarası, Millet Bahçesi
Rotanın Yakınında Neler Var? Latin İtalyan Katolik Kilisesi, Mersin Sahil Parkı, Yumuktepe, Soli Pompeipolis Antik Kenti, Mersin Arkeolji Müzesi, Mersin Deniz Müzesi
Ne Alınır? Mersin Cezeryesi, seramik ürünleri
Yeme& İçme: Şehir merkezinde çok çeşitli seçenekler bulunmaktadır. Tantuniyi ve deniz ürünlerini özellikle öneririz. Kerebiç tatlısını da deneyebilirsiniz.
Kamp İmkanı: Kuyuluk Tabiat Parkı
Konaklama İmkanı: Şehir merkezinde kamu ve özel sektöre ait çok sayıda seçenek mevcut.
Ulaşım: Arslanköy’e Mersin şehir merkezinden toplu taşımayla ulaşım mümkün, otobüsün ilk durağından (Meşot Otobüs Terminali) binilmesi halinde bisiklet de yüklenebiliyor.
TURUN HİKAYESİ
Bugün, geçmişi çok eskilere dayanan ve etkileyici bir hikâyesi olan bir mahalleden başlayacağız turumuza. Arslanköy, Mersin ili Toroslar İlçesi’ne bağlı bir yörük mahallesi. 14. yüzyıldan itibaren Türkmen aşiretlerinin yerleştiği mahallenin eski adı Efrenk. Kurtuluş Savaş’ında Çukurova'da Fransız askerlerine karşı direnişi başlatan ilk köy olduğu için adı sonrasında Arslanköy olarak değiştirilmiş.
Mahallenin yakınındaki Dümbelek Boğazı’ndan geçerek Ereğli üzerinden İç Anadolu’ya ulaşılabilmekte. Toroslar ilçesinin en kuzeyindeki 1475 rakımlı bu mahalleden deniz kenarındaki Mersin şehir merkezine kadar sürecek turumuz. Burada bulunan sulama amaçlı küçük gölet de tur öncesi ziyaret edilebilir. Mahallede ahşap, taş ve modern evler mevcut. Tiyatro çalışmalarının ön planda olduğu ve gençlerin eğitimine önem verilen bu köyün 1950’li yıllarda seçimlerde yaşanmış ilginç bir hikayesi de var. Turumuza başlıyoruz; yolun kavislendiği bir noktada karşı dağların sunduğu manzara etkileyici. Her zaman yeşil kalan ardıç ağaçları ile yaprak döken ağaçların sarı renginin sonbaharda oluşturduğu renk harmonisi görülmeye değer. Çok keyifli, hiç bitmesini istemediğimiz bu yolda iniş aşağı gidiyoruz.
Kavaklıpınar, Yavca, ve Kurudere Mahallelerini geçerek yolculuğumuzun en görülesi noktalarından birisi olan Çağlarca Mahallesi’ne ulaşıyoruz. Burası daha çok eski adı olan Sunturas olarak bilinmekte. Sunturas adının kökenine ilişkin genel kanaat bu adın Santa Iras adlı bir azizden geldiği yönünde. Mahallenin şimdiki adı ise içindeki bir çağlayandan gelmekte. Efrenk Çayı’nın kaynaklarından birisi olan bu dere, 40 metre yükseklikten dökülen doğa harikası bir çağlayan oluşturmakta. Çağlayan çevresinde alabalık çiftlikleri ve mesire yerleri mevcut. Gerek mahallenin çevresindeki yoğun bitki örtüsü ve gerekse çağlayanın varlığı burayı Mersinliler için popüler bir piknik alanı haline getirmiş. Mikro klima özelliği gösteren mahalle kivi üretimiyle öne çıkmakta.
Sunturas Şelalesi’nde mola verdikten sonra her vadide olduğu gibi buradan da çıkmak için tırmanış gerekmekte. Yaklaşık 200 metrelik bir irtifa artışıyla yolumuza devam ediyoruz. Tırmanış boyunca zengin bitki örtüsü bize eşlik ediyor. 1400 rakımdan başlayarak eniz seviyesine gideceğimiz bu turda doğal olarak tekrar iniş var.
İnişin sonunda yine Efrenk Deresi’ne ulaşıyoruz. Burada güzel bir sürpriz bizi bekliyor. Köprüden geçerken solumuzda tarihi ve görsel açıdan etkileyici başka bir köprü görüyoruz. 1300’lü yıllarda yaptırılan Kızılgeçit Köprüsü, eskiden konargöçer Yörüklerin Arslanköy üzerindeki araziye tek geçiş noktalarıymış. Köprü çevresi piknik alanı olarak düzenlenmiş ve özellikle sıcak yaz aylarında Mersin halkı tarafından büyük ilgi görüyor. Köprü üzerinde fotoğraf çekilerek yolumuza devam ediyoruz.
Vadiden ayrılıyor ve hafif yükselişle Arslanköy-Mersin anayoluna bağlanıyoruz. Mersin’e iyice yaklaştığımızı sıcaklığın ve bitki örtüsünün değişiminden anlıyoruz. Bir dönemeci aştıktan sonra Mersin uzaktan görünmeye başlıyor. Manzarayı buradan izlemek çok keyifli. Yüksek binalar ve arkasında deniz görüntüsü etkileyici.
Bir zamanlar küçük bir balıkçı köyü olan Mersin’in kaderi Amerika İç Savaşı’ndan sonra değişmiş. İç savaş nedeniyle pamuk üretimi durunca tüm dünyada alternatif pamuk üretim alanları araştırılmış. Pamuk tarımı için en uygun yerlerden birisi de Çukurova olarak belirlenmiş. Üretilen pamuğun sevkiyatı için bir liman ihtiyacı doğunca Mersin’in talihi değişmiş. Mersin giderek büyümüş, gelişmiş, eskinin kadim şehri olan Tarsus’un yerini Mersin almış.
Mersin şehir merkezindeki, yolculuğumuzu daha güvenli şekilde sürdürebilmek için, son zamanlarda gerçekleştirilen atılımla yapılan bisiklet yollarını kullanıyoruz. Torosların yüksek noktasında başladığımız yolculuğumuzu deniz kenarında tamamlamak istiyoruz. Müftü Deresi’nin denize döküldüğü millet bahçesine pedallıyoruz. Aslında tanıdık bir dere bu. Arslanköy’den beri yollarımızın kesiştiği köye eski ismini veren Efrenk Deresi. İsmi Müftü Deresi olmuş burada. Mersin'deki ilk yerleşim yeri olan Yumuktepe höyüğü de bu akarsuyun kenarında kurulmuş.