ROTA LİNKİ

https://www.komoot.com/tour/1411932013

ROTA  BİLGİSİ

Anamur-Bozyazı-Tekeli-Yenikaş-Aydıncık

Ne Zaman Sürmeli? Sıcak yaz günleri hariç her mevsim bisiklet sürmek için uygun.

Parkur Durumu: Genel itibariyle güvenli ancak karayolu tünellerinin hepsinin tamamlanmasıyla daha da güvenli olacak bir parkur

Uygunluk: Yolun tamamı asfalt ve tüm bisiklet türleri için uygun

Neler Göreceksiniz? Anemurium Antik Kenti, Mamure Kalesi, Softa Kalesi,  Eski Antalya-Mersin Karayolu, Soğuksu Plajı, Dört Ayak Anıt Mezar, Kelenderis Antik Kenti, Aynalıgöl Mağarası

Rotanın Yakınında  Neler Var? Pullu Tabiat Parkı, Dikilitaş Tabiat Parkı, Prens Charles Koyu, Tisan

Ne Alınır? Anamur muzu, muz lifinden hediyelik eşyalar

Yeme&İçme: Anamur, Bozyazı ve Aydıncık’ta alternatifler mevcut.

Kamp İmkanı: Pullu Tabiat Parkı, Dikilitaş Tabiat Parkı  ve e Aydıncık İncekum

Konaklama imkanı: Anamur ve Aydıncık’ta öğretmenevi ve oteller mevcut.

Ulaşım: Anamur ve Aydıncık’a şehirlerarası otobüslerle ulaşım mümkün.

TURUN HİKAYESİ

Bugün geçmişi yad edeceğiz ancak çok eskiyi değil 50 yıllık bir eçmişi. Hikayelere konu olan, sürüş zorluğu konusunda referans olarak gösterilen, zorluğu ne kadar caydırıcıysa manzarası da o kadar çekici olan bir yoldan geçeceğiz.

Ülkemizin, şehir  merkezine  en uzak ilçesi olan Anamur’dan başlayarak sevimli bir ilçe olan Aydıncık’ta turumuzu tamamlayacağız.  Anamur,  ülkemizin merkeze en uzak ilçesi olmasının yanı sıra Akdeniz’deki en güney noktasına sahip.  Rüzgarlı tepe anlamına gelen Anemurium İlçeye de adını vermiş. İlçenin 5 km batısında ören mevkiinde bulunan antik kentte surların çoğu sağlam ve iyi korunmuş durumda. .900 kişilik tiyatro, halk hamamı, nekropol hamamı, nekropol, su kemerleri ve deniz feneri görülmesi gerekenler arasında. Antik kent denizle iç içe ve burada suyu çok berrak olan ve sakin bir plaj da bulunmakta

Antik kentten hareket ediyoruz. Karşımıza Sultan Çayı çıkıyor. Kısa süreliğine Antalya-Mersin karayoluna bağlanıyoruz. Anayolda kısa süre ilerledikten sonra  tekrar güneyden Anamur sahili boyunca deniz manzaraları eşliğinde iskele mahallesine kadar sürmeye devam ediyoruz. Burada Dragon Çayı’nı asma köprüden geçerek anayola bağlanıyoruz. Kısa bir süre ilerledikten sonra deniz kıyısında ülkemizin en güzel kalelerinden  biri çıkıyor karşımıza: Mamure Kalesi.  Denize sıfır ve oldukça iyi ve korunmuş durumdaki   kale kapladığı alan açısından da Türkiye’deki en büyük kalelerinden biri.  Anayol genel itibariyle yoğun sayılsa da yeterince geniş ve güvenli olduğunu söylemek mümkün. 15 kilometre kadar sağımızda deniz manzarası solumuzda tepeler ve muz seraları eşliğinde Bozyazı’ya ulaşıyoruz. Pullu ve Dikilitaş Tabiat parklarını sağımıza alarak geçiyoruz.  Yol boyunca çok sayıda güzel plaj bulunmakta. Örneğin prens Charles Koyu ünlü prens tarafından ziyaret edildiği için bu adı almış.   Solumuzda tepenin hakim noktasında tam fotoğraflık bir kale görünüyor; Softa kalesi. 

Tekeli Beldesine ulaşıyoruz. Asıl macera burada başlıyor. Ülkemizin en ünlü yollarından birinden geçeceğiz. Zorluğu ve manzarası dillere destan Antalya-Mersin yolunun bir kısmında pedallayacağız.  Ancak endişelenmeye gerek yok. Tünellerin inşaatı burada tamamlanmış ve zaman kaybetmek istemeyen tüm sürücüler tünelleri tercih ediyor. Eskinin dillere destan yolu, virajlarda şoförlerin birbirini beklemek zorunda kaldıkları yol sadece bize ait. Hatırı sayılır bir tırmanıştan sonra sağımıza Akdeniz manzarasını alıyoruz. Nemin az olduğu günlerde Kıbrıs da görülebilmekte buradan. Manzara tüm yorgunluğumuzu unutturuyor. Denizden birkaç yüz metre yüksekte sadece iki bisikletliyiz. Virajlarda kıvrıla kıvrıla manzarayı sindire sindire devam ediyoruz. Bisikletin bir güzelliği de bu değil mi? Güzellikleri özümseyerek ilerlemek.

Yenikaş Mahallesine ulaşmadan önce tüneller sona eriyor ve yol kalabalıklaşıyor ancak inşaatı devam eden  tüneller zamanla tamamlanacak ve yolun tamamı biz bisikletlilere kalacak. Heyecanlanıyoruz; düşüncesi bile güzel.  Yenikaş’ta başka bir güzellik çıkıyor karşımıza. Soğuksu plajı, ismini denizden 300 metre yukarıda doğan ve döküldüğü koyu soğutan bu dereden almış. Bir cennet köşesi gibi. Kısa bir moladan sonra Aydıncık İlçesi’ne ulaşıyoruz. Aydıncık’ta merkezi bir konumda olan Dört Ayak Ant Mezar ve kazı çalışmaları devam eden Kelenderis Antik kenti ziyaret edilebilir. Antik kentte eski çağların en güzel mozaiklerinden bir nevi harita özelliği taşıyan eser, görülebilir.

Aydıncık’tan 3 kilometre ilerledikten sonra sağda Aynalıgöl Mağarası tabelasını görüyoruz. Bir başka doğa harikası bizi bekliyor. Birkaç kilometre ilerledikten sonra eşsiz bir deniz görüntüsüne ulaşıyoruz. Mağaranın ağzı denize bakıyor ve sadece bu manzara için bile buraya gelmeye değer. Aynalıgöl Mağarası çok yakın zamanda bir çoban tarafından keşfedilerek 2012 yılında turizme açılmış. İsmini içindeki 3 dönümlük gölden ve gölün yansıma özelliğinden alıyor. Sarktıtlar, dikitler, traverten benzeri yapılar eşliğinde göle ulaşılıyor. 47 metre derinliğindeki göl o kadar berrak ki içindeki tüm detaylar görülebiliyor.

Mağaradan çıktıktan sonra, deniz manzarası eşliğinde merdivenleri tırmanıyor ve denize hakim kafede yorgunluğumuzu gideriyoruz.

Rota görsel açıdan son derece etkileyici ve hikayesi olan bir yolda sürmek ayrıca keyifli. Genel itibariyle güvenli ancak karayolu tünellerinin tamamlanmasıyla daha da güvenli olacağını söylemek mümkün. Bu rota sıcak yaz günleri hariç her mevsim bisiklet sürmek için uygun. Yol yapısı itibariyle de tüm bisiklet türleri bu turu tamamlayabilir.