Silifke, ismini Büyük İskender’in ölümünden sonra Anadolu’ya hükmeden general Selefkos’tan alan, tarihi değerleri ve doğal güzellikleriyle öne çıkan bir ilçedir. Silifke, gezilecek yerler açısından Mersin’in en zengin ilçesidir.
Silifke'de yörükler tarafından yapılan çok özgün ve başka yerde bulamayacağınız reçel çeşitlerini satın alabilirsiniz. Yine yöreye özgü mavi yengeci deneyebilirsiniz. Narlıkuyu'da yer alan balık restoranlarda yöreye özgü deniz ürünleri ve kaya koruğu, deniz börülcesi gibi mezeleri tadabilirsiniz. Yine Cennet Cehennem Obrukları'na çıkılan yol boyunca sıralanan işletmelerde yöresel kahvaltı deneyimini yaşayabilirsiniz.
Cennet Cehennem Obrukları: Silifke gezilecek yerler listesinde ilk sırada yer almalıdır. Kalkerli arazinin yer altı sularının aşındırması ve tavanının çökmesiyle oluşan obruklardır. Cehennem, içine inilemeyen, cam terastan izlenebilen 120 metre derinliğinde bir çukurdur. Cennet ise 452 basamak ile inilebilen ancak görülen manzara karşısında yolun zahmetini unutturan bir çukurdur. Cennet Obruğunun ortasında 5. Yüzyıldan kalma Meryem Ana Kilisesi de manzarayı daha özgün kılmaktadır. Buraya panoramik asansörle de inilebilmektedir. Obruklara giriş ücreti 45 TL’dir. Müze kart geçerlidir.
Astım Mağarası: Asırlar boyunca astıma iyi geldiğine inanılan mağaraya spiral metal bir merdivenle inilmektedir. Sarkıt dikit ve sütun oluşumları etkileyicidir. Farklı renkteki ışıklardan oluşan aydınlatma da son derece başarılı olup, şekillere farklı bir atmosfer vermektedir. Mağara çevresindeki ağaçlara bez bağlanarak adak adandığı için dilek mağarası da denilmektedir. Giriş ücreti 45 TL’dir. Müze kart geçerlidir. Cennet Cehennem Obrukları için alınan biletle buraya da girilebilmektedir.
Narlıkuyu Müzesi ve Üç Güzeller Mozaiği: Narlıkuyu’da 4. Yüzyıldan kalma bir Roma hamamı üzerine inşa edilen müzede görülmesi gereken en önemli eser Üç Güzeller Mozaiğidir. Mozaik üzerinde tasvir edilenler baş tanrı Zeus’un kızları Aglaia, Euphrosyne ve Thalia’dır. Kumru ve keklikler arasında dans ederken hikaye edilen bu 3 güzel parlaklığı, sevinç ve güzelliği ve bitkilerin enerjisini temsil etmektedir. Giriş ücreti 12,5 TL olup, müze kart geçerlidir.
Uzuncaburç: İsmini Helenistik dönemden kalan yüksek kuleden alan Uzuncaburç, Mersin’in en önemli antik kentidir. Denizden 1200 metre yükseklikte bulunan dini nitelikte bir alanken zamanla para basma yetkisi olan bağımsız bir kent haline gelmiştir. Burada görülmesi gereken eserler Helenistik dönemden kalan ve Bizans döneminde kiliseye çevrilen 36 sütunlu Zeus tapınağı, o dönem için çok büyük sayılabilecek 3000 kişi kapasiteli tiyatrodur. Kaya mezarları ve şans tapınağı diğer görülmesi gereken eserler arasındadır. Uzuncaburç’a gitmek için en uygun zaman öğleden sonra güneş ışıklarının yatay gelerek eserlerdeki detayları vurguladığı saatlerdir. Giriş ücreti 12,5 TL olup, müze kart geçerlidir.
Adamkayalar: Şeytan Deresi Kanyonu’nun yamaçları üzerine yapılmış kabartma ve figürlerden oluşan bir mekândır. Büyüklük, işçilik ve hikâye olarak tüm dünyada benzerine az rastlanılan bir arkeolojik değerdir. Kabartmalarda resmedilen kişilerin Olba Antik Devleti kral ve kraliçelerini temsil ettiğini ve yapım amacının ölüleri anmak olduğu düşünülmektedir. Adamkayalar’da 9 niş (oyuk) içerisinde 19 figür bulunmaktadır. Adamkayalar’a giriş ücretsizdir.
Aya Tekla: Hristiyanlığı yaymak için Silifke’de bir mağaraya yerleşen ve şifa dağıtan Azize Tekla’nın kendisini öldürmeye gelenlerden mucizevi bir şekilde kaybolarak kurtulduğuna inanılır. Aya Tekla’nın kaybolmasından sonra bu mağara önem kazanmış ve Hristiyanlar tarafından gizli kilise olarak kullanılmıştır. Hristiyanlığın Roma İmparatorluğu topraklarında serbest bırakılmasıyla mağaranın üzerine bir bazilika inşa edilmiştir. Hristiyanlığın en eski merkezlerinden olan bu yapı, uzun zaman hac için ziyaret yeri olmuştur. Aya Tekla’ya giriş ücretsizdir.
Silifke Müzesi: Tarihi değerler açısından çok zengin olan Silifke çevresinde çıkarılan eserler burada sergilenmektedir. 2 katlı bir binada yer alan müzede Arkeolojik Eserler Salonu, Taş Eserler Salonu, Sikke ve Takılar Salonu ile Etnografik Eserler salonu bulunmaktadır. Silifke’den Taşucu’na gidilirken yol üzerinde yer alan müzeye giriş ücreti 12,5 TL’dir. Müze kart geçerlidir.
Silifke Kalesi: Silifke İlçesine hâkim 185 metre yüksekliğinde bir tepede yer alan bir kaledir. Kalenin önemli bir özelliği sadece askeri amaçlı değil, yerleşim yeri olarak da kullanılmış olmasıdır. Bu sayede sur içindeki sarnıçlar ve kanalizasyon sistemi dönemine göre oldukça iyi durumdadır. Kalenin inşaatında kullanılan kesme taşlar bu alandaki işçiliğin başarılı örneklerindendir. Kireçtaşından yapılan duvarlar dayanıklılıkları ile dikkat çekmektedir. Restorasyon çalışmaları devam etmekte olan kalenin bulunduğu tepeden Silifke ve Göksu nehri manzarasını izlemek keyifli bir deneyim olacaktır.
Göksu Deltası: Dünyanın sayılı göç yollarından birisi olan Göksu Deltası, nadir görülen ve nesli yok olma tehlikesi altındaki kuş türlerinin yaşama, üreme, beslenme ve konaklamalarına imkân sağlayan önemli bir yerdir. Kuş ve yaban hayat gözlemcileri tarafından yoğun olarak ziyaret edilmektedir.
Cambazlı Kilisesi: 5. Yüzyılda Bizans döneminde yaptırıldığı anlaşılmıştır. Kilise, 29 metre uzunluğunda, 22 metre genişliğinde ve 3 neften (koridor) oluşan görkemli bir yapıdır. Günümüze dek oldukça iyi korunmuş durumdadır. Çatısı çökmüş olmakla birlikte apsisinin kubbesi ve sütunları oldukça sağlamdır. Kilisenin avlusunda bir sarnıç bulunmaktadır. Giriş ücretsizdir.
Olba Antik Kenti: ilkçağda hüküm süren Olba Krallığı’nın başkenti konumundaki kenttir. Antik dönemdeki birçok yerleşim gibi kenti bir akropolis (koruma amaçlı hisar) bulunmaktadır. Olba Antik Kenti’nden halen ayakta olan en önemli eser Roma İmparatorluğu döneminden kalma antik çeşme ve Lamas Irmağı’ndan kente su getiren su kemerleridir. Su kemeri üzerinde “Olbalılar Kenti” yazılıdır. Giriş 12,5 TL olup, müze kart geçerlidir.
Afrodisias Antik Kenti – Tisan: Halk arasında bilinen adıyla Ovacık Yarımadası, arkeoloji literatüründe Kilikya Afrodisiası olarak geçer. Antik kentin en önemli eseri, St. Pantaleon Kilisesi, MS IV. Yüzyıldan kalmıştır. Kilisenin tabanının tamamı geometrik şekiller, bitki ve kuş motifleriyle süslü mozaikle kaplı ve oldukça iyi durumdadır. Tisan Yarımadası tarihi özelliğinin yanı sıra son yıllarda doğal güzelliğiyle öne çıkmıştır. Kıstak yapısındaki Tisan’ın doğu ve batısındaki iki koy temizlikleri ve berraklıklarıyla büyüleyicidir. Taşucu’ndan kalkan tekne turlarının da en önemli duraklarından birisidir.
Aşağı Dünya Obruğu: Silifke’de son zamanlarda öne çıkan ve turizme yeni kazandırılan bir obruktur. Çevresinde tarihi eserler de bulunan obruğun tabanına kadar inilebilmektedir. Tabana inildikten sonra obruğun ağzının daire şeklinde göründüğü manzara çok etkileyicidir.